Yeni nesil teknolojik cihazların en büyük özelliklerinden biri sahiplerine Bakar Kör Olmak yeteneğini sunmaları olsa gerek. Etrafımız da o kadar çok şey olup biterken, biz o kadar çok az şeye şahit oluyoruz ki durumumuz içler acısı.
Bu yazı Günlük Yaşam kategorisi içerisinde yer alacak, denemeler etiketli olarak yayınlanacaktır. Burada amaç düşünceleri dışa vurmaktan öte değildir.
Teknoloji Sayesinde Bakar Kör Olmak
Teknoloji ile alakalı çoğu yazımda hayatımıza ne kadar derinlemesine nüfus ettiğini dile getiriyorum. Yapacak başka bir şey yok, hakikaten de öyle. Teknolojik aletlerin eskiden önemsenmeyen ama artık en önemli özellikleri sessize alınabilir, uyutulabilir ya da kapatılabilir olmaları. Ne yazık ki pek kullanmadığımız bir özellik.
Hangi marka, hangi model olduğu fark etmeksizin tüm akıllı telefonların, bilgisayarların hatta sosyal medya gibi programların sessize alma özelliği, uyutma özelliği, kapatma özelliği var; ara sıra kullanın. Çok geç olmadan.
Gidiyoruz gündüz gece, biliyorsunuz değil mi bu cümlenin kaynağını… Aşağıda video olarak ekleyeceğim.
Hayat trafik gibi, tek farkı durmadan gidiyoruz. Ve yine trafik gibi etrafımıza bakmazsak kaza yapmamız kaçınılmaz. Hayat denen trafikte yanımızdaki görmezden gelirsek kaza sonucu onlara zarar verebilir, kötüsü kaybedebiliriz. Gerçekten istediğiniz bu değilse, hayatı gözlerinizle görmeyi deneyin.
Nasıl Bakar Kör Olduk
Yanda yer alan görsele denk geldim, haddiden fazla konuşan resimler olarak dikkate aldım. Bir resim ne kadar konuşa bilir ne anlata bilir ki demeyin, bakın ve düşünün. Tabii ilk baş bakıp görmek gerekiyor. Düşünmek görmekle başlayacak.
Filmlerle aram pek yoktur, o yüzden hangi filme atıfta bulunuyor bilmiyorum; lakin eminim böyle bir canavara denk gelmişizdir ekranlarda.
Bu arada şunu belirtmek istiyorum ki, hiç bir cep telefonu ya da benzeri cihaz üreticisine ya da sosyal medya yazılımcısı için kötü düşüncelerim yok. Sonuçta işlerini en iyi şekilde yapmak için uğraş veriyor ve maksimum getiri için insanlardan maksimum götürüyü denk getirmek gerekiyor.
Çalışma hayatımızda telefonlarla yani bağımlı yapan teknolojiler ile içli dışlı, yani bir kısmımız telefonlara daha çok gömülmek durumunda. Lakin hiç kimse tüm vaktini bunlara ayırmamalı, etrafını görmeli ve yaşamalı. Kaç inç olduğu önemsiz, kaç megapixel olduğu da. Gerçek hayatınızı yaşamıyorsanız sanal alemde parazitten farkınız kalmaz ve elbet patlarsınız.
Teknoloji Bağımlılığının Çocuklara Etkisi
Haddinden Fazla Konuşan Resimler için bir aday daha var, aşağıda yer alıyor. Olabildiğince bakmak ve görmek lazım anlatılanları.
Evet, ne düşünüyorsunuz?
Yanılıyor mu resim?
Haksız mı?
“Me, Mom, Dad” yani “Ben, Annem ve Babam”
Çocuğun ne gördüğünü görüyor musunuz?
Bence telefonun amacı uzakları yakın etmek, yakınları uzak etmek değil.
Peki teorik olarak bu tanım doğru iken, uygulama bize ne gösteriyor?
Ben dahil, eminim ki, telefonlara haddiden fazla vakit ayırıyoruz.
Ben dahil, eminim ki, çok fena yanılıyoruz.
Amacınız ne olursa olsun yani ister para kazanmak, ister mesleki gelişim, ister zihin geliştirmek isterse başka her hangi bir şey. Bu alt amaçların hepsinin esasında ailenize iyi bir hayat sunmak olduğunu unutmayın, iyi bir hayatın annesiz ya da babasız olacağını düşünüyorsanız ve ya karsızı ya da kocasız; aile edinmeyin.
Teknolojik bağımlılık hakkında Google araması için tıklayabilirsiniz.
