1. Anasayfa
  2. Genel

“Bayramda Sarsıldık: Çocuklar Sahnedeydi, Şehir Sustu, Altın Çöktü… Peki Biz Ne Yaptık?”

“Bayramda Sarsıldık: Çocuklar Sahnedeydi, Şehir Sustu, Altın Çöktü… Peki Biz Ne Yaptık?”
Bayramda Sarsıldık: Çocuklar Sahnedeydi, Şehir Sustu, Altın Çöktü... Peki Biz Ne Yaptık?
0

🎈 Çocuklar İçin Bayram mı, Sırtlarında Bir Tören mi?

23 Nisan sabahıydı. Her zamanki gibi…
Bayraklar ellerdeydi, renkli kıyafetler giyilmişti.
Ama o sabah farklıydı.
Çocuklar güneşin altında gölgelerini bile özlemiş gibiydi.
Yağmurda sahneye çıkanlar vardı. Ayakkabıları su almış, ama yine de “gülümse” emrini yerine getiriyorlardı.

Benzer bir durum 2018 yılında da yaşanmıştı. Mersin’de 30 Nisan sıcağında saatlerce güneşte bekletilen çocuklar hastanelik olmuş, olay sosyal medyada infial yaratmıştı.
Ama sonra?
Yine aynı sahneler, aynı protokoller…

Bir çocuğa, sırf gösteri düzeni bozulmasın diye susması öğretilmişse…
O bayram neyi kutluyordur?

Bayram, gerçekten çocuklar içinse,
neden çocuklar kendi bayramlarında bu kadar yoruluyor?


🌍 İstanbul Sarsıldı, Ama Biz Ne Kadar Hazırdık?

Deprem haberi öğleye doğru geldi.
6.2 büyüklüğündeydi.
Ama asıl büyük olan, güvenin kaybıydı.

İletişim altyapıları çöktü. Telefonlar çekmedi, internet çalışmadı.
Herkesin aklında aynı soru:
“İyi misin?”

İnsanların birbirine ulaşamaması, bir felaketten bile daha yıkıcı olabilir.
Benzer bir durumu 1999 Gölcük Depremi’nde de yaşamıştık. O zaman teknoloji yoktu, şimdi teknoloji var ama hâlâ “ulaşamıyoruz.”

Dahası, okullar tatil edildi.
Ama o tatil, çocuğun güvenliğini sağladı mı gerçekten?
Evinde ebeveyni olmayan bir çocuk, iki günlük tatilde ne yaptı?

Deprem değil, tedbirsizlik öldürür.
Ama asıl tehlike şu: Biz artık sadece altyapı değil, duyarlılık eksikliği yaşıyoruz.


💰 Altın Yükseldi, Sonra Çakıldı: Kime Güveneceğiz?

İki gün boyunca manşetlerde altın vardı.
Herkes “artıyor” diye konuştu.
Sonra bir gece ansızın düşüş…

Benzer bir tablo, 2020 Mart ayında pandemi ilan edildiğinde yaşanmıştı.
Yatırımcılar paniğe kapılmış, ons fiyatı bir gecede çakılmıştı.
Ama sonra? Rekor üstüne rekor geldi.

Bu yaşananlar artık tekil olaylar değil.
Bir sistemin güven veremediğinin göstergesi.

Peki küçük yatırımcı ne yapacak?
İzleyip mi susacak?
Yoksa öğrenip, kendini mi savunacak?

Bir grafik düşerken insanların umudu da düşüyorsa, bu sadece ekonomi değil, toplumsal travmadır.


🗳️ Liderler Yollar Gösterir mi, Yol Kapatır mı?

Bazı siyasi açıklamalar bu hafta çok konuşuldu.
İsyan çağrısı mıydı, özgürlük talebi mi?

Benzer çıkışları 2013 Gezi Olayları’nda da gördük.
Kimi halkın sesi olarak duydu, kimi düzen bozmak olarak gördü.
Bugünse yine aynı sorularla karşı karşıyayız.

Demokrasi, sesini duyuramayanların da temsil edildiği bir düzen midir?
Yoksa sadece bağıranların susturulmaya çalışıldığı bir sessizlik mi?

Ancak unutmamamız gereken bir şey var:
Otoriteyi tanımayan bir düşünce, otoriteyi ele geçirince ne yapar?

Bu sadece bir siyasi sorumluluk değil, aynı zamanda ahlaki bir sınavdır.


🧠 Toplumsal Hafıza Zayıfsa, Travmalar Sürekli Tekrar Eder

Her yıl aynı gösteriler, aynı konuşmalar…
Her felaketten sonra aynı şaşkınlık, aynı suskunluk…
Her ekonomik dalgalanmada aynı belirsizlik, aynı boş bakışlar…

Peki hiç düşündük mü:
Neden hep aynı şeyleri yaşıyoruz?

Çünkü sistem değişmeden, sadece manzara değişiyor.
Çünkü çocuklar dinlenmeden, sadece müzik değişiyor.
Çünkü sorular sorulmadan, sadece günler geçiyor.

Bu yazıyı okurken gözün nemlendi mi?
Bir an düşündün mü, “Ben ne yapabilirim?” diye?

O zaman bu yazının bir anlamı var.
Bir kişi bile düşünürse, bir şeyler değişebilir.

Siz ne düşünüyorsunuz? Onlar ne düşünüyorlar?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir