Her meslek için sorulan ortak sorulardan birisidir, Zor mu? Her meslek için bence cevabı aynı. Özel Eğitim Öğretmeni Olmak Zor mu sorusu için verdiğim cevap üzerinden konuşacağım.
Aradan geçen yılların ve öğrencilerin hatrına, yazıyı güncelledim. 21/08/2024
Güncellemeyi, önceki yazılara zarar vermeden tek başlık altında topladım ve en alta aldım. Başlığı Özel Eğitim Öğretmeni kalmak mümkün mü?
Bu yazı Özel eğitim öğretmenliği kategorisi için hazırlanmış olup, mesleki gelişim de içermektedir. Konu içerisinde bolca geçen mevzuat için tıklayabilirsiniz.
Özel Çocuklara Özel Eğitim Öğretmeni Olmak Zor mu?
Girişte de söylediğim gibi her mesleğin zorluğu, her zaman sorgulanır. Bence cevap ufak farklılıklar ile aynıdır. Tabii işini severek yapanlar için geçerlidir bu.
Benim iş tecrübem oldukça fazladır, sadece niteliksel olarak konuşmuyorum, niceliksel olarak da. Yaptığım kısa süreli işleri bile saymasam, çoğu meslektaşımdan daha fazla.
Bu yüzden gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki zor iş yok. Zorlaştırılan işler var, öyle ya da böyle çıkmaza sokulan işler.
İşi zorlaştıran ya siz olursunuz, ya takım arkadaşlarınız ya da idare. O işi yapmak zorsa bu üçünden birisinde hata veya art niyet vardır. Tabii bazen üçü birlikte zor eder işi.
Konumuza dönersek, özel eğitim öğretmeni olmak kolaydır. Son alımlara göre KPSS Eğitim Bilimleri sınavında barajı geçen her aday özel eğitim sınıf öğretmeni olabilir.
Öğretmen Olmak Kolay, Öğretmenliği Yapmak Size Kalmış.
Özel eğitim ya da başka bir öğretmenlik, sanmıyorum ki çok zor olsun. Yani kazanmak, okumak ve atanmak. Varsa zorluğu rakip sayısının fazla oluşundan ötürüdür, bu durumda öğretmenlikle alakalı değil; başka bir şey.
Öğretmen olmak kolay yani, öğretmenliği yapmak ise size kalmış. O işin hakkını vermek, gerekliliklerini yapmak, cefasını çekmek…
Zordur
Zordur, eğer sevmiyorsanız.
Kime kolay gelir ki sevmediği işi yapmak?
Zordur, eğer çalışmayı sevmiyorsanız.
Kime kolay gelir ki sevmediği halde çalışmak?
Zordur, çocukları sevmiyorsanız.
Kime kolay gelir ki sevmedikleri ile çalışmak?
Siz iş yapmayı sevmiyor, çalışmayı sevmiyor, çocukları sevmiyorsanız; zordur bu meslek. Her geçen saniye yıpratır sizi, sonra ya ayrılırsınız ya da çocukların hakkına giren biri olur çıkarsınız.
Özel eğitim öğretmeni olmak zor mu diye düşünmeye bile gerek yok, yukarıda yazanlardan her hangi biri mevcutsa…
Kolaydır – Özel Eğitim Öğretmeni Olmak Zor mu
Yukarının tam tersini düşünür, hem çalışmayı seviyorsunuz hem çocukları; daha ne olsun? En fazla yorulursunuz, o da bedenen. Bir kahveye, bir çaya bakar. Sonra gelip-geçer.
Özel Eğitim Öğretmenliğinin en çok sevdiğim yönlerinden birini söylemek istiyorum. Bizim çocuklarımız masum! Gram suçları, gram kötü niyetleri ya da kinleri yok size karşı. Bebek gibiler bu konuda, tabii bazen sizi çok sinirlendiren bebekler gibi.
Normal bir lise öğretmeni olduğunuzu varsayın ya da ne bileyim bir avukat ya da doktor olun. Öğrenciniz size gıcıklığına ya da sınıfa hava atmak amacıyla sizinle uğraşabilir, sinir edebilir sizi; art niyetle. Veya avukatsınız, müvekkiliniz ise bir suçlu; kötü niyetli. Doktorsunuz, hastanız siz yasak dediğiniz halde inatla şeker tüketiyor, size kinleniyor. Yok mu bunlar, var.
Özel eğitimde ise bunların hiç biri yok, en azından niyetlerinde ya da akıllarının ucundan bile geçmez. Olabilir, hata yaparlar; belkide hayatınızda bir daha göremeyeceğiniz bir hatadır bu ama gram art ya da kötü niyetleri yoktur.
İşte bu, ne olursa olsun sizi öğrencilerine karşı kötü düşünceler içine girmenizi engeller, bana gıcıklığına mı yapıyor bu diyemezsiniz. Bu bakımdan kolaydır özel eğitim öğretmenliği.
Tabii bazı ekstra zorluklar vardır, çok uğraş vererek bir şeyler öğretebilirsiniz. Sonra unutur. Bir sömestr tatili yetebilir bu unutkanlığa.
Ya da malzeme ve materyal yükü diyelim, çoktur.
Öğretimi de ölçmeyi de materyal ile yaparsınız, tabii önce materyali yapmanız gerekir. Okul dışı vaktinizi alır, masraflıdır da.
Diğer öğretmenler kırtasiye yardımından kendisine para bırakırken, siz cebinizden para vermek zorunda kalırsınız.
Üstünüz başınız kirlenebilir, o önlükler var ya hani; onlardan 2-3 tane almanız gerekir, her seferinde bir yedek şarttır. Biri üstünüzde biri dolabınızda biri de sınıfınızda olsun; benim taktiğim budur.
Velilere teslim olursanız yanarsınız, kulaktan dolma bilgilere çok açlar. Sonra sizden hep hurafeleri uygulamanızı isterler, o yüzden ipleri elinizde tutabilecek bir yapı edinmeniz lazım. Emin olun bir iki kere düşeceksiniz bu duruma.
Hocam, bizim Efe su içmemeye başladı; saatte bir içmesi lazım, takip edin lütfen demişti bir velim. Bende iyi niyetle kabul ettim, takip ettim. Baktım ki su biraz bulanık, gittim kendim kantinden aldım her gün.
Bir anı…
Çok geçmedi, işin foyası çıktı.
Hocam dedi, fark ettiniz mi Efe’yi.
Artık daha iyi değil mi?
Olması gereken bu dedim, eğitim alıyor.
Yok hocam ondan değil dedi, biz okunmuş su verdik hep.
Benim jeton o zaman düştü, bozuntuya vermedim.
Nasıl yani dedim, saatte bir içmese olmaz mı kısmına geldim.
Hocam dedi çok sağolun, sayenizde.
Neyse ki okulun güvenlik kamera sistemi vardı, geçilen 4 günü de gösterim.
Her gün bir ya da iki su almışım. Çocuğa vermişim.
Tabii inanmadılar ilk başta.
Sonra aradaki boşluğu telafi etmek için yine o bulanık sudan verip,
Çocuğu hastanelik ettiler.
Ne mi oldu, gitti bizim 3 haftamız boşa.
Sonra 1 hafta raporluydu, ilk 3 haftanın üstüne; 1 ay gitti.
Sonra ki 1 ay, ilk bir ayın telafisi.
Sonra dönem arası; bir dönem ziyan.
Velileri iyi yönlendirmeniz lazım, yoksa çok çekersiniz.
Özel Eğitim Öğretmenliği Çalışma Çevresi ve Koşulları
Yazımın başlangıcında değindiğim bir kısmı tekrarlamak istiyorum. Bir iş zorsa sorun ya sizdedir ya çalışma arkadaşlarınızda ya da idarede.
Yazının bu kısmında bunları açıklamak istiyorum. Bazı şeyleri öğrenmeniz gerekiyor. Bu mesleği kimlerin bulandırdığını, kimlerin sulandırdığını ve bazı yerlerde çekilmez hale getirdiğini görmeniz için söylüyorum bunları. Bu ve benzeri durumlar çoğu meslekte vardır ne yazık ki…
- Sorun Sizde
- Sorun Çalışma Arkadaşlarınızda
- Sorun İdarede
Önünüzde ki 25 yılı bu meslekte geçireceksiniz, bazı şeyleri baştan bilirseniz, önlem alabilirsiniz. Bazı şeylerin çok iyi farkında olmanızı istiyorum, lütfen yanlış anlamayın; amacım soğutmak değil, asla! Bilin ki daha iyi gelin, daha iyi olalım.
Sorun Sizdeyse
İşinizi bilmiyorsunuzdur, çok açık ve net.
İşinizi bilmeyi sadece müfredatı bilmek ve öğretim yapmak olarak ele alıyorsunuzdur. Siz öncelikle mevzuatı bilmelisiniz.
Mevzuat oldukça önemlidir.
Arabalar sağ şeritten gider, sağ şeritten gelir değil mi?
Siz sol şeritte ne kadar masum olursanız olun, bir sarhoş bile bile gelip size çarpsa, suçlu sizsiniz.
Mevzuatta budur, istediğiniz kadar iyi olun, mevzuatı bilmezseniz yakarlar.
İkinci ihtimalse hakikaten işi bilmiyor oluşunuz, belki kötü bir üniversiteden geldiniz. Belki sertifika ile özel eğitim öğretmeni oldunuz; dört yıllık eğitimi 3-5 haftada sindireceğinizi sandınız.
Sorun Çalışma Arkadaşlarınızdaysa
Evet, bu durum ihtimaller dahilinde.
Kötü bir üniversiteden gelmiş olabilir.
Sertifika ile bu işi halledeceğini sanıyor olabilir.
Ya da aman banane, emekliliğime ne kaldı şurada diyebilir.
İşten kaytarıyor olabilir, menfaatçi olabilir.
Olabileceği bir sürü şey var, bunlar sizi etkiler.
Sanmayın ki o çamur size bulaşmayacaktır.
Anılar çok, anlatılır; hurafelerden bahsettik hatırlayın hemen yukarıda.
Heh işte bu işte çok para var, umut taciri bunlar. Bu hurafecilere müşteri yollayan öğretmenler var, sakal karşılığında.
Sizin öğrencinizin velisine bu bilgiyi verir, sizin emeğinizin üstüne konar.
Siz uğraşır didinirsiniz, çocuktaki değişimi fark eder.
Hemen veliye gider, sonra gelişim hurafecenin emeği olur; güzel bir reklamla iyi para kaldırır.
Bir şeyler yanlış gidiyorsa, çalışma arkadaşlarınızdan da şüphe etmeye başlarsınız. Ama burada şu var, sizin veliler ile şeffaf bir iletişiminiz olur, sağladığınız her gelişmeyi aktarırsanız, bunlar olmaz. Ama bu zordur, iletişim kurmak ve iletişimde kalmak… Bu bizi ilk maddeye atar.
Sorun İdaredeyse
Evet, mümkündür.
Özellikle eski nesil müdürlerin ya da idarecilerin hakim olduğu bir okulda özel sınıfta öğretmenlik yapıyorsanız, ne yazık ki dışlanırsınız. Sizi ve öğrencilerinizi insan yerine koymazlar, en kötü konumda derslik verir, göz önünden uzaklara atarlar.
Hiç bir isteğiniz iyi karşılanmaz, sizi israf olarak görürler. Proje yapamazsınız, gelişme sağlayamazsınız.
Burasıda ilk madde ile alakalı, mevzuatı bilir ve uygularsanız, her şey normale döner. Ama buda zor bir iş demi.. Üşenir insan.
Bu yazıyı bir oturuşta, plansız, olarak yazdım. Eksikleri ve kafanıza takılanları sorabilirsiniz.
Özel Eğitim Öğretmeni Kalmak Mümkün mü? 21/08/2024
Mümkün mü bilememem daha tercih aşamasına gelmedim, halen dayanmaya devam ediyorum.
Bu branş öyle bir branş ki, müsade etmiyorlar iş yapasınız.
Alan işgal edilmiş durumda.
Mevcut halde bu işi layıkıyla yapabilmek anca kurtarılmış bölgelerde mümkündür.
Bütün paydaşlardan kaynaklı sıkıntılar mevcut.
Hafif Öğrenciler
Malumunuz ki özel eğitim öğretmenlerinin başlıca görev dağılımı öğrencilerin durumlarına göre yapılan, hafif ve orta ile ağır dağılımıdır. Yani hafif öğrencilerle 10 kişiye kadar sınıflarda tek başına ya da orta-ağır öğrencilerle 10 kişiye kadar sınıflarda iki özel eğitim öğretmeni olarak görev yaparlar. Buradan başlayan bir hata silsilesi ile devam eder hayatınız.
Ailesi etkin birileridir diye hafif sınıflara ağır öğrenciler verilir, eğitim yapamazsınız. Niye mi? Ağır öğrenci tek öğretmenin olduğu bu sınıflarda grup eğitimi engeller ve diğerlerine zarar vermesin diye öğretmen bakıcılık yapmaktan öğretmenlik yapamaz. E hak mı? Hem diğer öğrencilerin hakkında hemde öğretmenin hakkına girilir.
Peki buradan kim kazançlı çıkar?
Sadece veli kendini kandırabilir, benim çocuğum ağır değil havasıyla dolaşırken öğrencinin doğru eğitimi almasını dahi engellerler. Sözde iyi ebeveyn olurlar sadece ama herkesin, kendilerinin dahi, hakkına girmiş olurlar. Doğru eğitim almamış çocuk mezuniyete varır öyle ya da böyle, sonra yine onlar eğitim almamış çocukla başbaşa kalırlar.
Rehberlik Araştırma Merkezinden tutun, ilgili raporlarda ve yerleştirme kararında imzası olan herkes biliyordur bu durumu ama onlara ne değil mi?
Ağır Öğrenciler
Orta ve Ağır öğrencilerin yerleştirilmesi gereken okullar uygulama okullarıdır.
Burada yerleştirme hatası yapılırsa, hafif öğrenci ağırlara katılırsa yine sorunlar olur.
Hafif öğrenciyi ağırlarla birlikte götürmek zordur, hayta olur.
Kötü bir sınıftaki zeki çocuğu düşünün, herkesi idare eder ya o misal.
Hadi diyelim bu kısımı kontrol altına aldınız, sorun bunla sınırlı değil ki…
Orta ve Ağır otizmli öğrencilerin sınıfı ayrı olmalıdır, 4 kişiyle sınırlıdır.
Ama bilin bakalım kimler otizmli çocukları, sözde iyilik amacıyla, otizmli olarak tanılatmaz?
Alın size 4 kişilik sınıfta olması gereken bir çocuk ve 10 kişinin arasında.
Yahu boşu boşuna mı otizmli bireylerin sınıfı 4 kişilik olmalı diye bir kaide var?
Ama sınıf yok diye, öğretmen az diye, çocuğum otizmli bilinmesin diye, eş dost ne der diye bunlarında eğitim hakkı ellerinden alınır. Yanan hem otizmli olur hem de diğer 9 arkadaşı. Öğretmenin canı zaten kimin umrunda?
Orta Ağır sınıf diye birde iki öğretmen olursunuz sınıfta ya da öyle sanırsınız.
Lakin işin aslı öyle değildir. En iyi ihtimalle yanınızda ki partner sınıf öğretmenliğinden kaçmış bir sertifikalıdır.
Özel Eğitimden bi’haber, istediğim ilçede kalayım diye başka alana kaçmış bir öğretmen.
Kaçak öğretmenden normal öğrencilere hayır gelmez ki özel öğrencilere gelsin.
E partnerine zaten acıyan mı var?
Dedim ya en iyi ihtimalle, en azından bir müddet öğretmenlik yapmış ve en azından resmi işlemleri bilebilen bir partner en iyi ihtimaldir. Bu çoğu zaman gerçek olmaz. İkinci durum alanla hiç alakasız bölüm öğretmenleridir. Hadi bunları da iyi diye analım.
Ücretli öğretmenler olur, iktisat ya da maliye mezunu gibi alanlarda olabilir hatta alan bile olmayabilir, ön lisans mezunudur. Öğretmenliği bırakın, öğrenciliğinde öğrenme beceri gelişmemiş kişiler bile olabilir. Onlarında kafasında, ben nasıl olsa ücretliyim, yanarsa senin başın yanar; sınıfa iyi bak! Yanan gene özel eğitimci…
Dersiniz ki en azından branş derslerinde biraz nefes alayım.
O da ne? Amacı ders vermekten öte kişiler özel eğitim uygulama okullarını doldurmuştur.
Branş öğretmeninin modu vakti geçirip, gitmekdir.
Tuhaf mı, yoook hiç değil.
İdarecilerinizde böyledir.
Yani mesleki anlamda yanınızda olmazı gereken sözde profesyonellerin hepsi yüktür size.
Yardımcı personeller vardır, adı üstünde yardımcı olmalılar ya.
Onlardan da hayır beklemeyin, servis ablası hocam ben bu çocuktan korkuyorum siz yapsanız olur mu der.
İşin bu yap dersen, çocuğa kötü davranır ve krize sokar iş yine sana kalır.
Veliler zaten eğitim gayesinde değil, çocuk evde olmasın yeter der.
Özel eğitim öğretmenide bu durumda ezilir. Arada bile kalmaz, ayaklar altındadır.
Bu işi yapmanın tek olur yanı vardır, tüm aksiliklere rağmen iyi bir partnere denk gelirseniz cennete düşmüş gibi olursunuz. Zira o kadar kötülüğün arasında iyi, cenneten bir meyve gibidir.
İyi bir partner adına bu çileler çekilir mi peki?
Ataması kolay, sizde kolayı düşünün.
Başka bir alandan atanma şansınız yoksa girin, okuyun. Okurken ikinci bir alanda daha bitirin.
Sonra alan değişikliği yapın.
Herkesin iş yapmamak adına akın ettiği bu alandan iş yapabilmek adına kaçın.
Evet, bizleri en çok zorlayan öğrenci velileri oluyor.
Bir defa olsun işimizi kolaylaştıracak bir şeyler yapsalar ya.
En iyiyi istiyorlar, en olmaz şekilde. Ama anlamak ve anlatmak lazım durumu, önemini ve olur şeklini.
şu sıralar araştırma yapıyordum bu paylaşımla karşılaştığım iyi oldu sağ olun
Detaylı bir içerik olmuş. Üstelik de akıcı. Teşekkürler
Detaylı bir makale olmuş. Baştan sona okudum ve karşılaşmış olduğum için de mutluyum. Teşekkür ederim.